NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
مَرْوَانَ
الرَّقِّيُّ
حَدَّثَنَا
شُعَيْبٌ
يَعْنِي
ابْنَ إِسْحَقَ
عَنْ
الْأَوْزَاعِيِّ
عَنْ يَحْيَى
بْنِ أَبِي
كَثِيرٍ عَنْ
أَبِي
سَلَمَةَ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
قَالَ صَلَّى
رَسُولُ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
عَلَى
جَنَازَةٍ
فَقَالَ
اللَّهُمَّ اغْفِرْ
لِحَيِّنَا
وَمَيِّتِنَا
وَصَغِيرِنَا
وَكَبِيرِنَا
وَذَكَرِنَا
وَأُنْثَانَا
وَشَاهِدِنَا
وَغَائِبِنَا
اللَّهُمَّ
مَنْ
أَحْيَيْتَهُ
مِنَّا
فَأَحْيِهِ
عَلَى
الْإِيمَانِ
وَمَنْ
تَوَفَّيْتَهُ
مِنَّا
فَتَوَفَّهُ عَلَى
الْإِسْلَامِ
اللَّهُمَّ
لَا تَحْرِمْنَا
أَجْرَهُ
وَلَا
تُضِلَّنَا
بَعْدَهُ
Ebû Hureyre'den; dedi
ki:
Rasûlullah (s.a.s) bir
cenaze namazı kıldırdı ve:
"Allah'ım, dirimizi
- ölümüzü, küçüğümüz- büyüğümüzü, erkeğimizi- kadınımızı, burada olanımızı,
olmayanımızı, bağışla. Ey Allah'ım, biz'den, yaşattığın iman üzerine yaşat,
öldürdüğünü de İslâm üzerine öldür. Ey Allah'ım! Bizi o'nun (ölümüne sabretme
ve cenazesinin defnine katlanma) ecrinden mahrum etme, ve on(un vefatımdan
sonra bizi sapıttırma" diyerek dua etti.
İzah:
Tirmizi cenâiz; İbn Mâce,
cenaiz; Ahmed b. Hanbel, II, 368; IV, 170, V, 299-308; Nesâî, cenâiz 177.
Bu hadis-i şerif,
"cenaze namazında dua ederken duanın sadece ölüye tahsis edilmeyip tüm
müslümanları kapsayıcı olması gerekir" diyen cumhûr'un delilidir. Çünkü
görüldüğü gibi bu hadis-i şerifte cenaze namazı içerisinde yapılan dua sadece
cenazeye tahsis edilmeyip kadına-erkeğe, ölüye-diriye, büyüğe-küçüğe ve cenaze
namazında hazır bulunup - bulunmayan, kısacası tüm müslümanları kapsamına
almıştır. Mutlak lâfız kemaline masruf olduğundan metindeki iman kelimesiyle
kâmil iman, İslâm kelimesiyle de kâmil İslâm kasdedilmiştir. Bilindiği gibi,
iman kalbin tasdik etmesi, İslâm da diğer organların bu tasdike uygun olarak
Allah'ın ve Rasûlünün emirlerini yerine getirmesi demektir. Bu bakımdan kâmil
iman ameli, kâmil İslâm da imanı gerektirdiği için metinde arkaya arkaya gelen
iki cümleden birinde imân diğerinde İslâm zikredilmiştir. Ancak burada önce
iman, sonra İslâm zikredilirken, Tirmizî'nin ve daha başkalarının rivayetlerinde
İslâm' imandan önce zikredilmiştir.
İslâmm zahiri ve
dünyada lâzım bir amel olması, imânın da kalbî bir amel olup ölürken kendisine
şiddetle ihtiyaç duyulması itibariyle Tirmizi'-nin bu rivayeti cenaze duasının
ruhuna daha uygun ve bu rivayet ulema yanında daha meşhurdur.